ekin

sahte güz dönemi, çürük kiraz lekesi

'ama terasta çırpınan havlunun rengi hala gözlerimin önünde' ben ise o yaz anıları altında çaresizce ezilen havlunun renginin turuncu olduğuna neredeyse emindim.

annem ise bitki çaylarının tüm sorunları çözebileceğine inanıyor

ve yeniden hatırla, dilinin ucunda iki tarafı da keskin bir ayna.

pencere altında kaçak hayatı yaşayan çirkin kedi boni ve mor simli farım; sene 1998, terry gilliam senpai ile bir fincan böğürtlen çayı içerken hazırlamış olduğum bir liste daha, hayırlı salılar. ben10 kevin cok yakisikli

devilman crybaby vibes kafam jenny ve göğüsleri arasına gömülü bir şekilde her şeyi bitirmeyi düşünüyorum, hayat simülasyonunda başarısız olundu, bekleme odasına alınıyorsunuz.

neredeyse dört sonbahara denk olan; duygularımı anlama sürecinin, dengesiz bir kış dönemi kadar uzun sürdüğünü kabul edersek, capella karşısında içilen üç şişe beyaz şarap kadar yorgun bir film karesi içinde hissettiren tüm bu anlar için verilebilecek cevaplarım; dokuz, on, onbir! elveda.

mezarlığın bekçisi;

bazenleri içimdeki kıvılcım hiç sönmeyecekmiş gibi sarılardan kaçarken buluyorum kendimi

lakin unutamazdık baharın bu tatlı hüznünü; baharatlı leylak kokularını ve kafamızın içinde yankılanıp duran o dört uzun tornistan sesi ardından okuduğu tüm eksik şiirleri. şaçları ile oynayan, her esen rüzgarı unutmadığım gibi.

tron legacy club scene vibes, tron city içinde ondört iso kalmışız ve son oyuna hazırlanıyoruz, işte gerçek tanrı

'you stain all on my body like you’re red wine,

genc ejder jake long spud rp hesabı

bütün yaz istanbuldan ve bu düşünceden kurtulamamak bir sendrom mudur?

rutinleşmeye başlamış akşamüstülerimiz, alt dudağımdan dilinin ucuna